Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

''Yedi Kocalı Hürmüz'' Tiyatro Katılım

Resim
Yedi tepe üzerine kurulmuş İstanbul'un, yedi iklim dört bucağa nam salmış yediveren gülü, altı kocalı Hürmüz'ün yedinciyle aşkı bulmasının komikli, absürtlü, entrikalı, şarkılı, danslı, şen şakrak hikayesi... Yedi Kocalı Hürmüz. 2 perdeden oluşan, güldür güldür eğlendiren 2 saat 35 dakika süren harika bir deneyimdi. Hürmüz rolünü üstlenen Pelin Dikmenoğlu'nun sahneye kattığı güzellik bir yana, sesinin ahengi bir yana, geriye kalan tüm oyuncuların perfomansları başlı başına harikaydı. En son ne zaman bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Korodaki ekibin sahneye katmış olduğu eğlencenin tadı damağımdan eksilmedi. İçerisinde her türlü insani duyguyu barındırdığı için olaya ayrı bir hava katılmıştı. Hamam sahnesinde bayanların kıskançlığı ve Hürmüz'ün onlarla birlikte yapmış olduğu atışmaları, 7 kocanın aynı anda idare edilebilmesi ve her birinden paçayı bir şekilde sıyırabilmesi beni en çok güldüren olaylardan birkaçıydı. İşte bu eğlendiğim tiyatro oyunundan birkaç kare;

Sağlamlık

Resim
Yapı Nasıl Ayakta Durur? Bir yapının en görünür kısmı strüktürü ya da onu ayakta tutan  sistemdir.  Bugünlerde mimarlar ve mühendisler çok az malzemeyle çok iş yapan yerçekimine meydan okur gibi görünen strüktür yapmaktan hoşlanıyorlar.  Bir yapıya baktığımızda onda duyduğumuz hisler algısal strüktür ve yapıyı taşıyan iskeletle gördüğümüz şey fiziksel strüktür kavramları olarak karşımıza çıkar.  Bazı mimarlar ağırlık duygusunu yansıtmak için çok uğraşmıştır. Özellikle Frank Furness  , Philadelphia, Provident Life and Trust Company binası tipik bir örnektir. Önceden yıkılan bu bina ağırlık duygusunu açıkça dışa vuruyordu ve yapı bölümleri aşağıya doğru kayarak birbirinin içine geçirilmiş ve sıkıştırılmış gibi görünüyordu.  Atina'daki Panthenon'u gördüğümüzde biri diğerine baskın olmayan yatay ve düşey öğeler arası özenli dengenin ''incelikli bir kuvvetler dengesi'' ve Yunan Felsefesi İdeali olduğunu anlarız. Saint Pierre Katedrali, Beauvais Fransa ince d

Ergonomi ve Antropometri

ERGONOMİ Ergonomi: İnsan, ekipman, çalışma alanı ve çevresi arasındaki ilişkileri inceleyen ve bunlardan doğan problemler setini anatomi, fizyoloji, psikoloji birimlerinin temel bulgularından faydalanarak çözmeye çalışan bir bilimdir. Yunanca ''iş yasası'' anlamına gelir. Diğer bir tanıma göre ergonomi; insanların anatomik özelliklerini, antropometrik karakteristliklerini, fizyolojik kapasite ve toleranslarını göz önünde tutarak endüstriyel iş ortamındaki tüm faktörlerin etkisi ile oluşabilecek, organik ve psikososyal stresler karşısında sistem verimliliği ve insan-makine-çevre uyumunun temel yasalarını ortaya koymaya çalışan çok disiplinli bir araştırma ve geliştirme alanıdır. Diğer bir tanıma göre ergonomi; ''insanların anatomik özelliklerini, antropometrik karakteristiklerini, fizyolojik kapasite ve toleranslarını göz önünde tutarak endüstriyel iş ortamındaki tüm faktörlerin etkisi ile oluşabilecek, organik ve psikososyal stresler karşısında, sistem ver

Renk

Resim
 İnsan, çevresinden algılarına yansıyan renk özelliklerini görüp tanımlayarak yaratmış olduğu bireysel dünyasında, renklere ait bilgi ve kavramlar geliştirir. Bu kavramsallık içinde renk, adeta somut bir etken gibi gücünü ve karakterini belirlemiştir. Oysa nesnelerin dışındaki renksiz gibi algılanan hava ortamının bünyesi, renkli ışınların barındırdığı ve renkleri algılamamızda da bu ışın demetlerinin rol oynadığı düşüncesi bilincimizin çok gerisinde kalmaktadır.  İnsan çevresiyle iletişim halinde ve bu iletişimle çevresini tanımlayan bir varlıktır. Bu tanımlama ile renk özellikleri ile ilgili bilgi ve kavramlarda gelişmiştir. İnsan olgusu bu noktada gördüklerine odaklanır. Boşluk alanda ışık olduğunu düşünmez.  Güneş ışığı gökyüzünden geldiğinde, havada bulunan partiküllerden büyük oranda oksijen ve azot partiküllerin engelleriyle karşılaşır. Bu çarpışmada ışınlar yön değiştirirler. Bunların hepsini İngiliz fizikçi ve Nobel ödülü sahibi Lord Rayleigh keşfetmiştir. Onun anısına, ışığı

MDT Tango's Katılım

Resim
Geçtiğimiz günlerde (4 Ekim) MDT Tango's adlı modern dans gösterimine katıldım. Koreografinin Ricardo Fernando'ya ait olduğu, müzik eşliğinde yapılan ve 50 dakika süren eşsiz bir gösteriydi. Dansçıların gerek kostümleriyle gerekse müzikle uyum halinde olan hareketleriyle beni büyüleyen bir ortamdaydım. Her biri birbiri içerisinde parça-bütün ilişkisi içerisindeydiler. İlk başta ön grup belirli bir düzenle dans ettiler. Sonra yerini solo bir dans aldı. Her bir stil kendine özgüydü ve birbirleriyle olan uyumları seyircilerin içine işledi diyebilirim. Tango dansına olan ilgimi arttırması yetmediği gibi bir kursa yazılma istediği doğdu içime. İşte gösterime ait birkaç kare:

Mimaride Gün Işığı

Gün ışığı, sürekli olarak değişir. Mimar kütlelerin ve boşlukların boyutlarını kesinleştirebilir, binanın ne tarafa doğru yönlendirileceğini tayin edebilir, yapı malzemelerini ve onların kullanış şekillerini belirleyebilir. Başka bir deyişle daha taş konmadan binanın nitelik ve niceliklerini tanımlayabilir. Tek kontrol edemediği gün ışığıdır. Gün ışığı sabahtan akşama günden güne hem yoğunluk hem de renk bakımından farklılıklar gösterir. Mi marın kullandığı diğer öğeler sabitlik içerisindedir. Mimarın görevi yapının tek parçasını bile oluşturmadan malzemesini olan ışığında yerini belirlemeli ve sağlıklı kullanım sağlamalıdır ki doğal ışık olmadan gerçek bir mimarlık olamaz. Dahası ışık güçlü psikolojik tepkiler yaratır ve belirli fizyolojik etkilere sahiptir.  Mimarinin yaşanmasında ışık önemli bir rol oynar. Aynı oda, duvarlarındaki açıklıkların boyutlarının ve yerleşimlerinin değişmesi sonucu çok farklı mekansal izlenimler verebilir. Bir pencereyi duvarın ortasından köşeye doğru

Orantı, Ölçek

Resim
ORANTI Zihin aynı zamanda örüntülerde matematiksel ve geometrik ilişkiler ya da orantılar bulmaya çalışır. Yunan filozofu Pythagoras, uzunlukları 3'e 2 oranına sahip iki telin birlikte çekildiğinde beşinci diye adlandırılan tonu üreteceğini gösterdi. Ve diğerinin iki katına sahip bir tel aynı tonu bir oktav daha düşük olarak üretecektir. Vitrivius, irrasyonel sayılı geometrik figürlerin nasıl oluşturulduğunu da betimlemiştir. Tanıtmaların hepsi kareyle başlar. Bir karenin diyagonalini ölçüp onu karenin bir kenarı boyunca döndürdüğünde kenarları 1.414'e 1 orantısal ilişkisine sahip olan kök 2 dökdörtgeni elde edilir. Ya da iki kare uç uça koyularak bu dikdörtgenin diyagonali ölçülür ve bu uzun kenar boyunca döndürülürse kenarları 2.2361'e 1 (kök 5) orantı ilişkisine sahip bir kök 5 dikdörtgeni oluşturabilir.  Belki Yunan mimarlığı ve tasarımıyla ve bir bütün olarak Klasik mimarlıkla en çok ilişkilendirilen orantı sistemi Altın Kesit ya da Al