Renk

 İnsan, çevresinden algılarına yansıyan renk özelliklerini görüp tanımlayarak yaratmış olduğu bireysel dünyasında, renklere ait bilgi ve kavramlar geliştirir. Bu kavramsallık içinde renk, adeta somut bir etken gibi gücünü ve karakterini belirlemiştir. Oysa nesnelerin dışındaki renksiz gibi algılanan hava ortamının bünyesi, renkli ışınların barındırdığı ve renkleri algılamamızda da bu ışın demetlerinin rol oynadığı düşüncesi bilincimizin çok gerisinde kalmaktadır. İnsan çevresiyle iletişim halinde ve bu iletişimle çevresini tanımlayan bir varlıktır. Bu tanımlama ile renk özellikleri ile ilgili bilgi ve kavramlarda gelişmiştir. İnsan olgusu bu noktada gördüklerine odaklanır. Boşluk alanda ışık olduğunu düşünmez. Güneş ışığı gökyüzünden geldiğinde, havada bulunan partiküllerden büyük oranda oksijen ve azot partiküllerin engelleriyle karşılaşır. Bu çarpışmada ışınlar yön değiştirirler. Bunların hepsini İngiliz fizikçi ve Nobel ödülü sahibi Lord Rayleigh keşfetmiştir. Onun anısına, ışığı havanın içinde doğru yoldan saptıran bu olaya 'Rayleigh-Serpintisi' denir. Bilim 'insanı İsaac Newton 1666 da renk sistemleri üzerine açıklamalar getirmiştir. Bir ışın demeti cam prizmanın bir yüzeyine yöneldiğinde, iç kısmına doğru kırılmaya uğrayıp ikinci yüzeye çarpar ve yine kırılarak prizmayi terk eder.





 Nesneleri tanımlarken, ilk sıralanan değerlerin başında biçimsel yapı ve renk özelliği gelmektedir. Bir nesne görülebilen tüm ışıkları emerse siyah renkte görünür. Hiç emmezse beyaz görünümlü ya da saydam niteliktedir. Cismin enerji emişi atomun yapısına, elektrik yüküne ve doğrudan içinde bulunduğu doğal koşullara göre değişir. Parlak bir şekilde aydınlatılmış yeşil yüzeyli bir cisme dikkatli bakıldıktan sonra göz kapatılınca veya aniden beyaz bir duvara bakılınca göz kapağında kırmızı görüntüler oluşur.


RENK ÇEMBERİ VE TEMEL KAVRAMLAR

 Pigment: Bir yüzeye renk katmada kullanılan sıvı ,toz karışımlı maddelerin renk sağlayan niteliğine pigment denir. Geleneksel olarak renk kuramında, üç pigment renk vardır. Kırmızı, mavi ve sarı olmak üzere adlandırılan bu renkler başka renklere karışmamış olanlardır.

 Saturation(Doyum): Karşıt renkler yan yana gelirse birbirini canlandırır ve hatta renk şiddetleri fazlaysa, bakılmaz derecede güçlü etki yapabilir. Karşıt renkler aynı zamanda ''tamamlayıcı'' renkler olarak tanımlanır. 

 Hue: Renk çemberinde yer alan renklerden her birini diğerinden ayırtan ve rengin karakterini tanımlatan özelliğe denir. Renklerin dalga boylarıyla ortaya çıkan özelliğini yansıtır. 

 Value(Değer): Bir renkteki açıklı-koyuluk derecesidir ve pigment karışımlarda siyah ve beyazın katılmasıyla ayarlanabilir. Bu şekilde ortaya konulan derecelenmelere ara ve geçiş değerleri eklenirse sonsuza giden bir yapılanma ortaya çıkar. Yatay gidişle sağlanan değişimlere ''saturation'' beyazdan siyaha olan dikey değişimlere ise ''değer (value)'' denir.

 Analog Renkler: Renk çemberinde yer alan renklerde, yan yana gelenlere analog renkler denir. Bu tür yakınlık içinde olan renkler, sanatçılar arasında ''komşu renkler'' olarak da adlandırılır. Bu renklerin yan yana gelmesiyle uyum kolay sağlanır.

 Sıcak-Soğuk Renkler: Renk çemberinde mavi rengi merkez alan ve onun iki tarafını mor ve yeşili de kapsayan renklere soğuk renk denir; mor kırmızıya, yeşil de sarıya yaklaştıkça sıcak renklere dönüşür.

*Sıcak renkli yüzeyler olduklarından daha yakın, soğuk renkli yüzeyler ise olduklarından daha uzak etki yapmaktadır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Avrupa'da Gotik, Rönesans ve Barok Mimarileri

Osmanlı Mimarisinin Yapısı ve Özellikleri

Orantı, Ölçek