Yöresel Konut Mimarisi

"Yöresel Mimari" Nedir ?

M.Ö. 11 000'de Jeriko (Eriha) ile ilk yerleşmeler görülür. Bina topluluklarına kent adı, ancak o aglomerasyonda üreticiler ve tüketicilerin organize olması durumunda verilebilir. Bu organize olma durumu yeni bina türlerini, dolayısı ile de yapı sanatında uzmanlaşmayı doğurmuştur. İşte çağlar öncesinden günümüze kadar yaşam geliştikçe yapı sanatı daha sonra da mimari gelişti. Bir taşı diğerinin üzerine koymakla işe başlayan insan günümüzde en ileri teknolojiyi mimarlıkta kullanabilmektedir.

Zaman geçse de günümüzde hâlen binaların üç süreç ile yapıldığı görülmektedir:

1. İlkel topluluklarda etkinliklerde henüz herhangi bir uzmanlaşma görülmez. Kişi tek başına veya ailesi ile birlikte bildiği birkaç basit teknik ile bir bina yapabilir. Bu bina genelde bir barınaktır ve her türlü organizasyondan yoksundur. Bu süreçle meydana gelen binalar aynı tipte olup, genelde doğada bulunan malzemenin olduğu gibi kullanılması ile yapılırlar ve sonuç olarak "yöresel - vernaculaire" mimari kapsamına girmezler. Örnek olarak Orta Afrika´nın kamışlı ve çamurdan yapılmış yerli kulübeleri gösterilebilir.

2. Bir başka toplulukta insanlar bina yapımına doğrudan katılmamaktadır. İnşaatı, konusunda bir uzman veya uzmanları yapmaktadır. Bu durumda ortaya çıkan sonuç, "indigenious", "vernaculaire" veya şu anda Türkçede kullanılan "yöresel mimari" alanında kabul edilebilir.

3. Nihayet, yeni binyıla girildiğinde mimar kimliği taşıyan bir insan ve emrinde her türlü malzeme ve teknik olanak bulunmaktadır. Bu çağda tasarım, artık, geleneğin önüne geçmiştir. Gerçek mimar daha önceki süreçleri bilir ve onların yararlanılacak yönlerini bulur.


“Yöresel Mimari”nin oluşumundaki özellikler şu şekilde sıralanabilir:

l) Yöresel mimaride kendine özgü bir tasarım (design) yöntemi yoktur; kullanım şekli, strüktür, yapı malzemesi ve yöre özellikleri bina formunu belirlerler. Estetik ve teorik mülâhazalardan söz edilmez.

2) Strüktür ve teknik değişebilir, ancak yapı malzemesi doğal ve doğaldan üretilmedir (tuğla ve kiremit gibi).

3) Mutlaka bir teknik sözlük bulunur

4) İçinde bulunulan site ve iklime uyum sağlanır.

5) Geleneklerin gereği komşulara ve ağaç, akarsu ve benzeri doğa unsurlarının varlığına saygı gösterilir.

6) Yapı sistemi basit ve kolayca anlaşılır niteliktedir.

7)  Her bina için bir estetik kalite belirlenmez; estetik kalite nesilden nesile aktarılan gelenek sayesinde zamanla ve kendi kendine oluşmaktadır.

Türkiye'deki Yöresel Mimari Örnekleri

Kırsal alanda inşa edilmiş bir çok bina bu tür mimari içinde yer alır. Konut yapılarının yanı sıra kırsal yaşamın gerekleri olan ve yöresel malzeme ve yöntem ile oluşturulmuş diğer inşaat da aynı sınıfa dahil edilebilir. Bir tarım ülkesi olan Türkiye toplumunun önemli bir kısmı kırsal alanda yaşamaktadır. Bu nedenledir ki Türkiye´deki kırsal yaşam kültür ve coğrafya olarak farklı mimari örnekler sergilemektedir. Olumlu veya olumsuz olarak nitelendirilebilecek başka bir husus ise ülke topraklarının bazı kısımlarının ahşap sağlayacak ormana sahip olamamasıdır. Aynı yorum yapıda kullanılabilecek nitelikli taş için de geçerlidir. Bundan ötürüdür ki güneşte kurutulmuş tuğla (kerpiç) kullanımı Anadolu´nun büyük bölümünde egemendir. Bu malzemeyi bina yapımında yine bölgenin çok rastlanan ağacı kavak tamamlar. Bu koşullar Türkiye coğrafyasının yöresel mimarisini belirlerler.

Ahşap, bütün Karadeniz kıyıları, Marmara, Trakya ayrıca, iç Ege ve iç Akdeniz´de görülür. Kıyı Ege, Kapadokya ve Güneydoğu Anadolu´nun büyük bir bölümüne kârgir inşaat hakimdir. Orta ve Doğu Anadolu´nun en eski yapı malzemesi ise güneşte kurutulmuş tuğladır. Ancak her malzeme her yörede, özelde yaşam tarzının gereği olan bazı vazgeçilmez unsurlara rağmen aynı mimariyi sağlamaz. Bu nedenle Doğu Karadeniz bölgesinin yöresel ahşap mimarisi diğer bölgelerden dikkate değer farklılıklar gösterir. Kıyı Ege, Kapadokya ve güneydoğudaki kargir mimariler de birbirlerinden farklıdırlar. Ancak bütün bu önemli farklılıklar konut yapılarında belirginleşir.

Türkiye'nin Geleneksel Konutu Nasıldır ?

 Osmanlı döneminin Balkanlar ve Batı Anadolu bölgelerinin konutları denilince ki Türkiye evi de bu kategoriye girer; ahşap strüktüre sahip, geniş saçakları, modüle edilmiş dizi dizi pencereleri ve üst katta çıkmaları, ayrıca kiremit örtülü basit bir çatısı olan iki veya üç katlı bir bina akla gelir. Onun pitoresklik değeri sadece estetik değerinde olmayıp kentsel veya kırsal konumunda da aranabilir.


Türkiye'deki Yöresel Mimariyi Belirleyen Faktörler:

 Türkiye’deki yöresel konut mimarisini belirleyen faktörlerin başında coğrafya, gelenekler ve dinî davranışların belirlediği yaşam tarzı ve üretim şekli gelmektedir.

 Coğrafi veriler, sosyo-kültürel yapı, üretim şekli ve bütün bu etkenlerin oluşturduğu yaşam kültürü konutun mekânsal ve yap›sal formunu belirlemektedirler. Geleneksel konutların asıl inşa edildiği Osmanlı döneminde özellikle taşrada bir sosyal sınıf ayrımı ve geleneği yok idi. Dolayısı ile de bu durum konut yapımı ilkelerini fazla etkilememekteydi. Varlıklı bir kimsenin konutu normal yaşam süren bir başkasınınkinden sadece biraz daha büyük ve süslü olabiliyordu. Bu durum da farklı konut tiplerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Avrupa'da Gotik, Rönesans ve Barok Mimarileri

Osmanlı Mimarisinin Yapısı ve Özellikleri

Orantı, Ölçek